Sekonder Burun Ameliyatı, önceden herhangi bir nedenle solunum sıkıntısı veya estetik amaçlı burun ameliyatı geçirmiş olan kişilerin sıkıntılarının giderilememiş olmasına bağlı veya ilk ameliyata sekonder olarak gelişen şekil bozukluklarının düzeltilmesidir.
Bunlar; solunum sıkıntısının devam etmesi veya olmayan bir solunum sıkıntısının ortaya çıkması, burun kavsinin verilememesi veya burun sırtının aşırı kavislendirilmesi, burun ucunun şekillendirilmesinde ve açısında ortaya çıkan problemler, saddle nose(semer burun) , ters V deformitesi gibi problemlerdir.
Bu problemlerin düzeltilmesi için gerekirse kaburga ve kulaktan kıkırdaklar alınabilir. İlk ameliyatta burnu şekillendirmenin daha başarılı olabileceğini bilsekte böyle bir deformiteninde kesinlikle çözülebilir ve düzeltilebilir bir problem olduğunu bilerek hareket etmekte fayda vardır.
Siz değerli hastalarım ve okuyucular iyi biliyorum ki bu konuda herkesin aklında birçok farklı düşünce ve inanış var. Zaman zaman restoranda yemek yerken veya bir yerlerde kahve içerken yan masanın sohbetine istemeden kulak misafiri oluyorum , konuşulanlardan birkaç alıntı aktarmak isterim. “zaten burun estetiğinin tam olması için 2-3 sefer gerekliymiş/ birinci ameliyatta bu kadar olurmuş/ burun ucu zaten ilkinde olmazmış / nefes alamıyorum ama bu zaten ilk ameliyat sonrası normalmiş vs vs…”.
Evet sanıyorum bu operasyonu geçirmiş birçok kişiden sizlerde bu tarz cümleler duymuşsunuzdur. Bu nedenle bugün sizlere burun estetiği ve sekonder burun estetiği hakkında bilmeniz gereken doğru ve yanlışları aktarmak istiyorum.
Öncelikle üstteki tüm kulaktan kulağa yayılan bilgilerin tamamen hurafe olduğunu ve lütfen bu makaleyi okumaya başlarken tüm bu bilgileri unutmanızı rica ediyorum.
Burun estetiği operasyonuna nasıl karar verildiği ile başlamak istiyorum söze. Öncelikle kişinin kendi burnun herhangi bir bölgesinden şikayetçi olması gerekli. Bu şikayet burun kemeri, burnun büyüklüğü, burun ucunda şekil bozukluğu, burunda eğrilik ve bunlara benzer diğer şeyler olabilir.
Ardından uzman bir Estetik Cerrahın değerlendirmesi ile bu şikayetlerin gerçek olduğunu ve hakikaten düzeltilmesi ile yüze daha uyumlu daha doğal daha çok yakışan bir burun elde edileceğinin tesbit edilmesi gerekir. Bu aslında burun estetiği için en önemli adımdır çünkü zaman zaman hastalar kusur diye nitelendirdikleri bazı özelliklerin aslında sorun teşkil etmediğini ve önemsiz olduğunu uzman muayenesi ardından fark etmektedirler.
Değerli hastalarım burun estetiği ve fonksiyonel burun operasyonuna gönül vermiş biri olarak ilk muayenenin en azından 20 dakikasının sadece konuşma ve birbirini anlama açısından çok önem teşkil ettiğini söylemeliyim. Eğer bu noktada her şey uygunsa burnun hava yolu problemi açısından kameralı (endoskobik) muayenesi, koku alma problemi varsa koku testleri ve yüz analizi ile doğal ve güzel nasıl bir burun yapısının hastaya uygun olacağının belirlenmesi aşamasına geçilir.
Tüm sorunlar kayıt altına alınır ve operasyon planlanır. Bu noktadan sonra başa dönecek olursak tüm sorunlar ilk operasyonda çözülür ve ikinci bir operasyon çok büyük bir oranda ömür boyu bir daha gerekmez. Ancak bilinesi ve unutulmaması gereken çok önemli gerçekler vardır. Peki bunlar nelerdir?
Her burun birbirinden farklıdır ve her burun operasyonuda birbirinden farklı geçer. Her hastaya aynı işlemi uygulamak aynı sonuçları elde etmek için yeterli değildir. Burun kıkırdakları gelişimsel döneminde belirli bir yapıda şekillenir ve çok değişik şekillerde eğrilikleri “C şeklinde, S şeklinde gibi” olabilir. Kıkırdağında bir hafızası vardır ve operasyon sonrası eski şekline dönme eğilimi gösterebilir.
Burun deri, deri altı doku , kıkırdak yapılar ve kemik yapıdan oluşan ve tüm bu etkenlerin hem dinamiğinde hem de estetiğinde etkili olduğu bir organımızdır. Bu tesbitlerin ardından bu canlı yapılara yapılacak müdahalelerin muhakkak belirli bir iyileşme sürecine ihtiyaç duyacağı ve bu operasyonun değerlendirilmesi için şart olduğunu belirtmeliyim.
Doğru ve yerinde müdahaleler ile standart bir burun ameliyatında başarının %90 olması gerekmektedir. Bunu açmak gerekirse 10 hastanın dokuzunun probleminin birinci operasyonda düzeltilmiş ve hayatı boyunca bir daha operasyon ihtiyacı duymuyor olması gerekir. Bu oran standart ve bilimsel bir orandır bunun yanında kişisel tecrübelere bağlı tabiki değişiklikler olması mümkündür. üm bu detayların ardından asıl konuşmak ve nasıl bir süreç olduğu neler yapıldığı hakkında bilgi vermek istediğim işte bu %10 luk birkez opere olmuş ve istediği sonuca ulaşamış hastalarımıza nasıl yardımcı olduğumuzdur.
Sekonder burun operasyonu olarak bilinen ve birinci operasyonda istenilen sonucun elde edilemediği bu gibi hastalarımızda ve buna benzer 3. hatta 4. operasyonunda bile istediği sonucu elde edemeyen hastalarımızda uygulanabilecek ve başarılı sonuçlara bizi taşıyacak müdahaleleri yapmak mümkün.
Bir kez burun estetiği veya solunum problemine yönelik operasyon geçiren hastaların burun şekillerinde ortaya çıkan sıkıntıları sıralamak gerekirse ; burun sırtında çökme, burun ucunda bombeleşme ve kareleşme, burun kanatlarında aşırı asimetri, burnun yumruk yemiş misali yayvanlaşması, burunda önceden olmayan bir eğriliğin gelişmesi, yan burun kemiklerinde farklılıklar, nefes alırken ıslık sesi, nefes alırken burun kanatlarında çökme gibi birçok sıkıntı sıralanabilir.
Bu tarz hastalarda deformitenin boyutuna göre küçükten büyüğe birçok yöntem ile bu deformitelerin giderilmesi mümkündür. Küçük düzensizlikleri ve asimetrileri hafif bir törpüleme işlemi ile veya yağ hücrelerinin aşılanması ile gidermek mümkündür. Kök hücreden zenginleştirilmiş yağ hücre aşılamaları burundaki minik deformiteleri kalıcı olarak çözmektedir. Hatta zaman zaman hiç opere olmamış hastalarımızda dahi bu yöntem ile buruna kolaylıkla şekil verebilmekte burun ucunu kaldırmakta veya burun sırtını şekillendire bilmekteyiz.
Eğer ki birinci ameliyat sonrası daha ciddi problemler ortaya çıkmış ise bunları düzeltmek için kişinin kendinden alınan kıkırdak doku veya allogreft olarak bilinen kadavra kıkırdakları kullanılmaktadır. Kişinin kendinden alınacak olan kıkırdak deformitenin boyutuna ve yapılacak işleme göre kişinin kulak kıkırdağından veya kaburgasından elde edilebilir. Alınan bu kıkırdaklar burnu yeniden şekillendirmek ve destek oluşturmak için kullanılır.
Kıkırdak grefti olarak bilinen ve kıkırdakların şekillendirildiği gerekli alanlara destek ve şekil vermek amaçlı kullanıldığı bu tarz operasyonlar açık veya kapalı rinoplasti tekniklerinden herhangi biri ile gerçekleştirilebilir. Burada önemli olan cerrahın tecrübesine ve ihtiyaçlara göre yapacağı tercihtir.
Birinci ameliyata göre daha sıkıntılı olan ikinci ameliyatlarda sıkıntıya yönelik yapılacak doğru tercihler ile başarıya ulaşmak mümkündür. Burun ucunun açısı ,üçgen şeklinin verilmesi, burun sırtının pürüzsüz ve düzgün olması sağlanabilir.
Önceleri kıkırdak greftlerin blok halinde kullanılması yaygınken artık çok daha homojen ve şık bir görünüm elde ettiğimiz doğranmış kıkırdak dokularının buruna yapılan aşılamaları çok daha başarılıdır.
Sekonder burun operasyonları sonrasında hastanede yatmak en fazla 1 gece gerekebilir veya gerekmez. Burun içerisine çok gerekmediği sürece herhangi bir tampon uygulanmaz. Burun üzerine ise ameliyat sonrası 7. günde kaldırılacak olan koruyucu bir atel uygulanır. Ameliyat sonrası klasik rinoplasti operasyonunda olduğu gibi ilk bir buçuk ay travmalardan uzak durulması ve gözlük kullanılmaması hastaya önerilir.